Cumhurbaşkanı yeni Hakimler ve Savcılar Yasası’nı onaylamadı.
Yasanın 1.maddesinin “yargı bağımsızlığını ve yargı güvencesini ortadan kaldıracağını” ileri sürerek onaylamadı.
Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu daha önceden bu yasaya tepkilerini ortaya koymuşlardı. Kamuoyu bu konu çevresinde tedirgin bir durumda bulunuyor.
Yeni yasa, Avukatlardan kimi özellikleri taşıyanları sınava tabi tutarak, kazananlar arasında Adalet Bakanlığınca yapılacak mülakatla hakimler alınmasına olanak sağlıyor.
Sınavların Bakanlık tarafından yapılması, yargı bağımsızlığına gölge düşürücü bir uygulama olarak çıkıyor karşımıza.
Sınavı kazananlara uygulanacak olan mülâkatın yine Bakanlık tarafından yapılması, yargı bağımsızlığına gölge düşüren bir uygulama olarak görülüyor.
Hakimlerin, Adalet Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmesine olanak sağlayan bu yeni yasa, gerçekten hakimler ve savcılar üzerinde yargı bağımsızlığını zedeleyecek bir uygulama olacaktır.
Sınavları ve mülakatı kazananların, altı aylık bir eğitimden sonra hakim ve savcı olarak atanmaları için, bu eğitim süresinin yetmeyeceği söyleniyor.
Hakim ve savcıların eğitimi için yeteri kadar olanağın bulunmadığı o nedenle altı aylık dönemler halinde eğitim yapılacağından söz ediliyor.
Bu yeni yasa kurallarına muhalefet de karşı çıkıyor.
AKP’nin bu yeni yasa ile adalet üzerinde istediği gibi bir ağırlık oluşturmayı ve bu yolla da bir AKP kadrolaşmasını gerçekleştirmeyi hedeflediği dile getiriliyor.
Bu yasanın getirdiği yeni uygulamaların, en azından, yetkileri bakanlığa devretmesinden ötürü bir tedirginlik oluştuğu ortadır.
Tüm yargı kuruluşlarının bu tedirginliğin yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracak olmasından kuşku duyduklarını görüyoruz.
Bu nokta, ciddi bir durumun altını çiziyor.
C.Başkanımızın aynı vurgularla yasanın bu noktalarına karşı çıkışı da tedirginliğin ciddiyetini gösteriyor.
AB’ye girerken bu durum yine gündeme gelecektir.
O zaman, AB’nin iç işlerimize karışmasından falan söz etmek, gerçekten çok anlamsız olacaktır.
Anayasamızın 90. maddesi, uluslar arası hukuk kurallarının iç hukuk gibi uygulanacağını ifade etmiyor mu?