Muhsin Şener Rotating Header Image

Sorgun Postası’nda “Bir Eğitimcinin Kırk Yılı” Kitabıyla İlgili Yayınlanan Yazı

Sorgun Postası’nda  Sayın Mevlüt Uluğtekin YILMAZ tarafından kaleme alınan “Sorgun Sevdalısı Eğitimci Şener’in ‘Bir Eğitimcinin Kırk Yılı’ adlı kitabı çıktı” başlıklı yazı yayınlandı.

Yazıya, http://www.sorgunpostasi.com/?p=21528 bağlantısından ulaşabilirsiniz.

Yazının tam metni aşağıya Sorgun Postası gazetesinden alınmıştır.

 

1958 yılından itibaren Sorgun Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yapan Emekli Milli Eğitim Bakanlığı Başmüfettişi Muhsin Şener’in Sorgunlu Günler’in anlatıldığı ‘Bir Eğitimcinin Kırk Yılı’ kitabıyla ‘Kişisel Tarih Tutanakları’adlı kitapları çıktı.

O yılların Sorgun’unu ve Sorgun’daki sosyal yaşamın anlatıldığı anı kitapta Sorgun’un genel görünümüyle birlikte yer ve kişilerle ilgili anekdotlara da yer verildi.

Kitabın girişinde ‘Sorgunlu Günler’ şöyle anlatılıyor:

‘Elime bir zarf tutuşturdular. Bir heyecan dalgası sardı beni…. ‘Sorgun Ortaokulu Stajyer Türkçe öğretmenliğine atanmıştım. İzmitliyim. Sorgun nere, İzmit nere?

Babam soruyor hemen: Asi Yozgat mı, Çapanoğlu Yozgat mı? Çapanoğlu Yozgat nedir, Asi Yozgat nedir hiçbir şey bilmiyorum ki….

Sorgun, Sivas yolu üzerinde bir ilçedir. Yozgat-Sivas yolu o yıllarda şoseydi, asfalt falan değildi. Bu şosenin sağında bulunan düzlüğe yayılmış 5000 nüfuslu küçük bir ilçe merkeziydi Sorgun. ‘Köhne’ diyorlardı. Gerçekten köhne bir yerdi. Şoseden sağa sapınca ilçenin yoluna giriyordunuz. İleride solda, sonradan bizim rahmetli Kaya Yılmaz’ın ilk müdürlüğünü yaptığı Agah Efendi İlkokulu’nun önünden sola döndüğünüzde Sivas’a doğru düz bir kaldırım kıyısındaki evlerle ilçe karşınızdadır.

Sizi ilk karşılayan hayvan pislikleri ve toz olacaktır. Kocaman kocaman taşlarla yapılmış kaldırımdan sallanarak ağır ağır geçen köhne minibüsün sağında, solunda bir çok ev, yapı, toprak damlı ev!..

Beynimden bin bir şey geçiyordu. Ne yapacaktım? Nasıl vakit geçirecektim? Burası bizim köyden bile kötü görünüyordu. Nasıl oluyordu da bir ortaokulu bulunuyordu. Çünkü çok küçük ve köhne gelmişti bana Sorgun. Ağır ağır ilerleyen minibüs köprübaşında durdu. İndik arabadan. Önümüzde tahta bir köprü vardı. Sağındaki büyük binanın Kaymakamlık olduğu anlaşılıyor, köprüyü öte geçince çarşı başlıyordu.

Çarşı!..

Aa!.. Kalabalık bir yerdi burası. Çarşı çok kalabalıktı. Kahvehanelerin önünde insanlar!.. Birbirleriyle şakalaşan, söyleşen mutlu insanlar!.. Kılık ve kıyafetleri pek yadırgatıcı değildi!.. Bu ilk görünüş Sorgun için önemli değil miydi?

Ve önemli olanlar insanlar değil miydi?

Ortaokul ilçenin ta öte başındaymış. Oraya dek yürüdüm. Bir bahçe içinde bodrum üzerine iki katlı binanın kapısında ‘T.C.Sorgun Ortaokulu’ yazıyordu. Bahçe kapısından girdim. Temiz bir bahçeydi burası. Sağda çevresi tellerle çevrilmiş, çiçeklerle bezeli bir yer… Sarı sarıçiçekler vardı…

* *

Valiler için ilginç bir ildir Yozgat.

1932-1936 yıllarında Yozgat’ta görev yapan Vali Baran (Bekir Sami ), 1958 yılında bile dillerde dolaşırdı. At üstünde Yozgat’ın köylerinde hizmet kovaladığını anlatırlardı. Elinde sopasıyla dolaştığı da söylenirdi. Vali Turgut Başkaya’yı 1958 yılında ben de Sorgun’da gördüm. İle atandıktan sonra ilin tümünde bir temizlik ve bir özen başlamıştı.

Sorgun’un sokaklarının süpürüldüğünü ilk kez O vali olarak geldikten sonra gördüm. Nedir diye sorduğumda bana, ‘ Vali Turgut Başkaya gelecek, onun için yollar ve meydanlar temizleniyor!’ dediler.

Başkaya’nın Sorgun’a geldiği günü olduğu gibi anımsıyorum şimdi.

Kekeç Kadir (Kadir Çetin) başta olmak üzere ki, bu zat uzun yıllar İl Daimi Meclisi Üyeliği görevinde de bulunmuş çok zeki ve saygın ve görgülü Sorgunlu yerli bir diplomattı. Halkın diplomatı olarak çok etkin bir kişiydi. Hepimiz kendisini sayardık, saydırırdı. Sonradan oğullarından İlhami Çetin Yozgat Milletvekili oldu. En küçük oğlu Nevzat’ı ben ortaokulda son sınıftayken okuttum. Sonraki yıllarda Ziraat Bankasında genel müdür yardımcılığı yaptı.

Başkaya ile Kekeç önceki yıllarda Yozgat’ta çalışmışlar. Vali o günleri hiç unutmamış olacak ki cipinden iner inmez, ’Kekeç nerde?’ diye sordu. Hemen kekeleyerek öne çıktı Kekeç Kadir. Halkın içinde ilk sorduğu soru şudur: ‘ O hırsız bayındırlık müdürü var ya, onu da (bir il adı verdi) gördüm. Canını çıkardım. Hala hırsızlık yapıyor mu şimdi bilmiyorum. Hatırlıyor musun?’ dedi. Kekeç de hemen hatırladığını ve ne denli hırsız olduğunu söyledi.

KİMLİK:

MUHSİN ŞENER

1936 yılında İzmit’in Kullar Köyü’nde doğdu. Kastamonu-Gölköy Öğretmen Okulu ve Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü bitirdi.

1958 yılında Sorgun Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atandı. Sorgun’da anılarla dolu üç yıl geçirdi. Çeşitli ortaokul ve liselerde Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik ile Eğitim Bakanlığında Şube Müdürlüğü, Bakanlık Müfettişliği ve Personel Genel Müdürlüğü yaptıktan sonra 1998’de emekli oldu.

Evli ve iki çocuk sahibi olan Sorgun sevdalısı Şener’in yayımlanmış 10 kitabı bulunuyor.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>