Meslek liseleri mezunlarına üniversiteye girerken uygulanacak olan katsayı konusu yine polemik olmayı sürdürüyor.
YÖK bu konudaki kararını, akla ve genel kurala uygun olarak açıklamış bulunuyor: meslek lisesi mezunları ortaöğrenimleri doğrultusundaki programları seçtiklerinde başarı puanlarına uygulanacak katsayı genel liselere uygulanan (0.8), başka bir programı seçtiklerinde uygulanacak katsayı ise (0.3) olacaktır.
Bu kararı beğenmeyen, benimseyemeyenler, meslek okulu mezunlarının bu arada İmam Hatip Lisesi (İHL) çıkışlıların mağdur edildikleri; genel lise çıkışlılara olanak sağlandığı ileri sürülüyor. Konuyu tartışmak için uygun bir ortamın taraflarca oluşturulmadığı anlaşılıyor. YÖK’ün açıklamalarını Eğitim Bakanının değerlendirmeleri kimi ağır sözler içermektedir.
YÖK başkanı Sayın Teziç, meslek lisesi mezunlarının ortaöğrenim programları doğrultusunda bir yüksek öğrenim programına başvurmaları halinde başarı puanlarının yüksek bir katsayı ile çarpılmasının doğal olduğunu, bu okulları bitirenlerin genel liseleri bitirenlerle aynı okullara gitmelerinin olanak dışılığını; meslek liselerinde okutulan programlarla örneğin bir mühendislik eğitiminin, tıp eğitiminin, hukuk eğitiminin vb.vb…yapılamayacağını; dünyanın her yanında bu işin böyle olduğunu belirtmektedir.
Öte yandan, dünyanın her yanında meslek lisesi mezunlarının oranı % 60, genel lise mezunlarının ise % 30 olduğunu; bu durumun, meslek liselerinden mezun olanların toplumun içinde ara elemanı olarak hizmet veren ve genellikle de esnaf ve sanatkarları içine alan bir toplum kesimi oluşturmaya yaradığını söylüyor.
Türkiye de bu oran, tersine kurulmuştur: lise mezunları % 60, meslek lisesi mezunları ise % 30 gibi bir oran içindedirler. Türkiye’de, meslek lisesi mezunları, aldıkları eğitim doğrultusunda bir hizmeti, topluma sunmamış; sunamamış oluyorlar. Onun yerine örneğin mühendis, doktor, hukukçu vb. vb… görevler yükleniyorlar.
Yıllar yılı Eğitim Bakanlığı bütçesinin en ağırlıklı alanı mesleki eğitim ve öğretim alanı olmasına ve bu davulun sesi çok çıkmasına karşın bu terslik hala sürüyor ve
bu ters yapının sürdürülmesi için mümkün olan yapılıyor.
Meslek lisesi mezunlarının bu arada İHL mezunlarının önü kapanıyor polemiği büyüyor, büyütülüyor.
İHL konusunun, siyasi bir içerikle dopdolu olması da doğrudan etkiliyor bu polemiğin büyütülmesini.
Teziç’in makul ve mantıklı; tutarlı ve doğru olan açıklamalarına, Eğitim Bakanının sert yanıtı böyle bir şey.
Oldukça ilginç!
Yüksek öğretimden yasal olarak sorumlu ve o konuda yetkili olan YÖK’ün, bu yetkilerini bir başka yasa ile alıp Eğitim Bakanlığının kullanması tabii mümkündür. Ne ki bu yetkinin, ele aldığımız konu açısından, Bakanlığın düşündüğü gibi çözülmesi, ne eğitimin kalitesini yükseltecek ne de ülke ekonomisine yeni olanaklar getirebilecektir.
Salt siyasi bir yatırım olmanın ötesinde hiçbir yararı ve anlamı olmayacaktır.