Her 2 temmuzda Sivas’ta 33 aydın ve sanatçının Madımak otelinde çıkarılan yangında yanarak ve boğularak şamlarını yitirdiklerini unutmamalıyız.
Bu olayın bir talihsiz olduğunu söylemenin bir anlamı bulunduğunu sanmıyorum.
Atatürk’ün Sivas Kongresini gerçekleştirerek Kurtuluş Savaşına giden yolda önemli bir aşamayı geçtiği Sivas’ta böyle bir kıyımın gerçekleşmiş olmasını anlamak ne mümkün?
Bu ülkede daha önce Maraş’ta, Çorum’da cereyan eden olayların bir devamıdır Madımak yangını!
Maraş’ta ve Çorum’da da birçok insan, çocuk can verdi.
Gerek burada ve gerekse Sivas’ta Allah adına, Müslümanlık adına insan öldürmekten çekinmediler!…
Tanrının ve Müslümanlığın böyle bir hareketi hoş görmeyeceğini, hoş görmediğini bilmez olurlar mı? Bile bile yaptılar.
Ne ki bu eylemlerine de bir kılıf bulmak zorundaydılar.
Asım Bezirci, kendini çok iyi yetiştirmiş, yazın eleştirisi konusunda temel oluşturacak yapıtlar vermiş çalışkan bir bulunmaz aydındı.
Madımak Otelindeki yangınla aramızdan çekilip alındı.
Metin Altıok, felsefe eğitiminin kazandırdığı olanakları çok başarılı bir biçimde kullanarak kurduğu eşsiz dizeleriyle bulunmaz bir ozan olduğunu hepimize kabul ettirmişti. Onu da bu kahrolası Madımak yangını elimizden çekip aldı.
Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen ve daha nice bulunmaz insan…
O günlerde, Erdal İnönü’nün basında çıkan “ Ne yapayım yetkim yoktu!…” biçimindeki açıklamalarını kimse kavrayamadı o zaman…
Şimdilerde de kimse bir şey anlamıyor!
Yetkisiz bir görevlilik!!!!
“Artık Sivas’ı unutalım!” diyenler başlarını kuma sokan devekuşu misali olanlardır.
Sivas’ı unutmak, insanlığımızı unutmakla eş!
Madımak Oteli onarılarak yeniden hizmete alındığı yazılıyor.
Madımak oteli, müze olmalı ve Sivas’ı unutmamanın simgesi olarak dimdik ayakta durmalıdır.