Kitap-lık Dergisinin Temmuz-Ağustos 2005 sayısında Profilin konusu C.K.Williams’dı. Onun dergide ele alınan bir şiiri için birkaç şey söylemek istiyorum.
Şiir şöyle:
Doğru, başlangıçta görünmüş olabilirdi en
azından
biraz kadının onu benzettiği şey gibi-
yaygaracı/tartışmacı/zekice de olsa yıprandırıcı-
fakat biz bunu verirdik
yüz yüze geldiği dostlarının eski dostları
grubunu düşünerek akla yakın bir korkuya
bir topluma kabul edilmiş olmaktan,öyle
karmaşık ve ince
karmaşıklığı asla dile getirilmemiş
ama yine de sert biçimde katılaşmış kabul
törenlerine
aslında o kadar incelikle kullandığı
Bu şiirin başarılı olarak çevrildiğini sanmıyorum. Türkçe söylenirken şiirsellikten herhangi bir izle karşılaşmıyorsunuz.
Bu durum şairi hiç ilgilendirmiyor.
Ne ki şiirin metin oluşturma ve dizeler arasında kurulmuş bulunan ilişki açısından incelenmesinde öğretici yanlar olduğunu sanıyorum.
1. Şiirde ilk dizenin ilk sözcüğü ‘doğru’ sözcüğüdür. Metin bu kavram üzerine kuruluyor.
- Metin iki bölümden oluşuyor: birinci bölüm ilk iki dize, ikinci bölüm ise öteki dizeler…
- Her iki bölüm de ‘doğru’ kavramının çevresinde dönen şeylerle dolup taşıyor.
- Her iki bölümün dizeleri;
Uzak erimli ve geniş kapsamlı uzun dizeler.
Ayrıca her şey özel bir algı gibi görünüyor.
Esnek, cesur buluşlar var.
- Üçüncü dize, bir ve kinci dizelerin; dört ve beşinci dizeler, birlikte üçüncü dizenin; altı ve yedinci dizeler, beşinci dizenin; yedi, sekiz, dokuz ve onuncu dizeler, yedinci dizenin; on üç ve on dördüncü dizeler on birinci dizenin anlam alanını tamamlayan, onu genişleten bir işlev görüyorlar şiirde.
- Dizeler arasında kurulduğu görülen bu ilişki, uzak erimli alanları yakınlaştırıcı ve birleştirici bir işlev yükleniyor. Böylece geniş kapsamlı uzun dizeler bir nokta üzerinde yoğunlaşma olanağını buluyor. Bu, yoğunlaşmanın uzaktan yakına doğru gerçekleşmesini de sağlıyor. Böylece şiir, sözcüklerin uzak anlamlarının da yakın ve bilinen anlamlar çevresinde yer almasına yardım ediyor.
Ayrıca, birbiriyle ilişkili olmadığı apaçık görünen alanların bu yolla özel bir ilgi alanıymış gibi görünmesi aşılarak, yakın ve bilenen alanlara bağlanması sağlanmış oluyor.
- Uzak anlam alanlarının bir araya toplanmasıyla oluşan metinsel birlik, bir metnin oluşmasına da yardım etmiş oluyor.
Metin, ne uzak erimli alanlarla ne de aynı anlam alanındaki söylenenlerle ilişkili olarak kuruluyor.
Metin, bunların hepsinin ortak bileşeni oluyor.
- Carlos Keneth Williams, bunun çok ilginç bir örneğini veriyor.