AKP, 3 Ekim seçimlerinde ve 30 ayı aşan iktidar döneminde liberalliği hep öne çıkardı. Yelkenine AB rüzgârı alması, bu tutumunu daha bir belirginleştirmiştir. Liberal düşünce AB’nin tabanını oluşturmaktadır çünkü.
AKP’nin liberal bir görüntü vermesi, Erbakan Okulu çıkışlı olmalarına karşın, partiyi oluşturan beyinlerin değiştiklerinin de belgesi olarak ortaya çıkıyor. Değiştiklerini ve kendilerine AB’yi hedef olarak seçtiklerini gösteren bir yığın yasa ve uygulama yaptı AKP.
Bunların özeti, bu partinin liberal bir tutumu benimsediğini gösteriyor.
Liberal l demokrasi, bireyin öne çıkarılması ve toplumla olan bağlantılarının giderek zayıflatılması anlamına geliyor. Birey, böylece kendi nitelikleri doğrultusunda her türlü olanağı kullanarak yeteneklerinin ulaşabildiği yere kadar yetişmek, yetiştirilmek durumundadır. Yönetimlerin bu doğrultuda düzenlemeler yaparak bireye bu olanakları hazırlaması gerekir.
Birey odaklı bu yaklaşım, toplumcu yaklaşımı/yaklaşımları da olabildiği kadar en alt düzeye indirmeyi gerektirir; devletçilik dahil olmak üzere… Çünkü devletçilik, bireyi değil toplumu ve toplumsalı öne çıkardığı için bireyin ve tabiî onun özgürlüklerinin alanını olabildiği ölçüde kısmak durumunda görür kendini. Bu yaklaşım, birey özgürlükleri ile birlikte insan hak ve özgürlükleri kapsamını da gündemde çok gerilere atmakta; toplumsal hakları öne çıkarmaktadır.
Toplumsalın önde olması, demokrasinin de giderek bir temsil krizi yaşaması gerçeğini getiriyor.
Demokrasinin en belirgin ölçütlerinden biri olan seçim, toplumsal ağırlıklı yönetimlerde bireylerin, istediklerini seçmelerine, engel olabiliyor. Toplum adına davranan bürokrasi ve yönetim, seçilecek olanlarla onların seçilme biçimlerini saptayarak bireylere, salt o listeleri onaylama görevinden başka hiçbir hak vermeyebiliyor. Bu uygulamanın ayrımına varan bireylerin sayısı bir toplumda ne kadar çoğalırsa, seçimlere olan ilgi o kadar düşmekte ve oluşan iktidarların toplumun önemli bir kesimini temsil etmeden iktidar olması mümkün olabilmektedir.
Liberal demokrasilerde ise böyle bir şey söz konusu değildir. Çünkü bireyin serbestçe yapacağı tercih ve seçim esastır.
Türkiye’de seçim ve siyasî parti yasalarının, iktidarın apaçık görünen liberal tutumu ile paralellik oluşturabilecek biçimde yeniden ele alınması ve değiştirilmesi gerekiyor. Bu konunun gündeme gelmesi geciktikçe, AKP’nin liberal uygulamalarının önem ve değeri üzerinde daima bir soru işareti olacak… İktidar, bu konuyu kolayca çözebilecek çoğunluğa da sahip…
AB’nin kapısından geri dönmenin artık pek mümkünü kalmamıştır.
Bireysel hak ve özgürlükler alanı olan AB ile ilgili olarak AKP, iktidar dönemi olan bu otuz ay içinde pek çok yasa çıkarmış bulunuyor.
Şimdi o yasaların uygulanması izleniyor.
Yani birey öne çıkıyor.
Birey hakları öne çıkıyor.
Liberalizmin gerekleri yerine getiriliyor.
Artık AKP için, Siyasî Parti ve Seçim Yasalarını da bu ortama uygun hale getirmek bir görev olmaktadır.