Muhsin Şener Rotating Header Image

Liberal Demokrasi

AKP, 3 Ekim seçimlerinde ve 30 ayı aşan  iktidar döneminde liberalliği hep öne çıkardı.  Yelkenine AB rüzgârı alması, bu tutumunu daha bir belirginleştirmiştir. Liberal düşünce AB’nin  tabanını oluşturmaktadır çünkü.

 

AKP’nin  liberal bir görüntü vermesi, Erbakan  Okulu çıkışlı olmalarına karşın,  partiyi  oluşturan beyinlerin  değiştiklerinin de belgesi  olarak ortaya çıkıyor. Değiştiklerini ve  kendilerine AB’yi hedef olarak seçtiklerini gösteren  bir yığın  yasa ve uygulama  yaptı  AKP.

Bunların özeti, bu partinin liberal bir tutumu benimsediğini gösteriyor.

 

Liberal l demokrasi, bireyin öne çıkarılması ve  toplumla olan bağlantılarının giderek zayıflatılması anlamına geliyor. Birey, böylece  kendi  nitelikleri doğrultusunda  her türlü olanağı  kullanarak  yeteneklerinin  ulaşabildiği yere kadar yetişmek, yetiştirilmek  durumundadır. Yönetimlerin bu doğrultuda düzenlemeler yaparak  bireye bu olanakları hazırlaması gerekir.

 

Birey odaklı bu yaklaşım, toplumcu yaklaşımı/yaklaşımları da olabildiği kadar en  alt düzeye indirmeyi gerektirir; devletçilik dahil olmak üzere… Çünkü devletçilik,  bireyi değil toplumu ve toplumsalı öne çıkardığı için bireyin  ve tabiî onun özgürlüklerinin  alanını olabildiği ölçüde kısmak durumunda görür kendini. Bu yaklaşım,  birey özgürlükleri ile birlikte  insan hak ve özgürlükleri kapsamını da  gündemde çok gerilere atmakta; toplumsal  hakları öne çıkarmaktadır.

 

Toplumsalın önde olması, demokrasinin de giderek bir temsil krizi yaşaması gerçeğini getiriyor.

Demokrasinin en belirgin ölçütlerinden biri olan seçim, toplumsal ağırlıklı  yönetimlerde  bireylerin, istediklerini seçmelerine, engel olabiliyor. Toplum adına davranan   bürokrasi ve yönetim,  seçilecek olanlarla onların seçilme biçimlerini saptayarak  bireylere,  salt o listeleri onaylama görevinden başka hiçbir hak vermeyebiliyor. Bu uygulamanın ayrımına varan bireylerin sayısı bir toplumda ne kadar  çoğalırsa, seçimlere olan ilgi o kadar düşmekte ve  oluşan iktidarların  toplumun  önemli bir kesimini temsil etmeden iktidar olması mümkün olabilmektedir.

 

Liberal demokrasilerde ise böyle bir şey söz konusu değildir. Çünkü  bireyin serbestçe yapacağı  tercih ve seçim  esastır.

 

Türkiye’de seçim  ve  siyasî parti yasalarının,  iktidarın  apaçık görünen liberal tutumu ile  paralellik oluşturabilecek biçimde yeniden ele alınması ve değiştirilmesi gerekiyor. Bu  konunun  gündeme gelmesi geciktikçe,  AKP’nin  liberal uygulamalarının  önem ve değeri üzerinde daima bir soru işareti olacak… İktidar,  bu konuyu kolayca çözebilecek çoğunluğa da sahip…

 

AB’nin kapısından geri dönmenin artık pek  mümkünü  kalmamıştır.

Bireysel hak ve özgürlükler alanı olan AB ile ilgili olarak AKP, iktidar dönemi olan bu otuz ay içinde  pek çok  yasa çıkarmış bulunuyor.

Şimdi o yasaların uygulanması izleniyor.

Yani birey öne çıkıyor.

Birey hakları  öne çıkıyor.

Liberalizmin gerekleri yerine getiriliyor.

 

Artık AKP için, Siyasî Parti ve Seçim Yasalarını da bu ortama uygun hale getirmek bir görev olmaktadır.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>