Muhsin Şener Rotating Header Image

Medya Kurbanımı?

Gelinim Olur musun?’un Semra kaynanasının oğlu  Ata öldü.

Semra hanım  “oğlum medya şehidi!” diyormuş.

 

Hemen ardından bir  yaygara daha koptu:

“Böyle şehit mi olur?” diyenler mi istersiniz?

Tabutunu Türk Bayrağına sardılar ya, “ne yaptı ki  bayrağa sarıyorlar?” diyenler mi?..

Mezarlıkta  bu yüzden  kavgalı dövüşlü kocaman bir arbedenin  yaşanmasına ne denir ki?

 

Ata’nın ölümü yine medyanın önemli bir kesiminin  birkaç günlük malzemesi oldu çıktı.

 

Basında bu ölüm üzerine yazılar da yayımlandı.

Önemli köşe yazarları bu konuya yabancı kalmadılar. Hangi açıdan baktıkları çok önemli değil. Yabancı kalmamış olmaları önemli!

 

Ben, Radikal’de Sayın Coşkun’un   en akla uygun tanımlamayı yaptığını düşünüyorum: Tututamayanlardan biri  olarak tanımladı  Ata’yı.

 

Gerçekten de Ata ve onun gibi olanların, yaşama tutunacak tek bir dalları olmuştu  Gelinim olur musun? gibi medyadaki yarışma programları…

Tutunamadıkları için de  Ata’nın seçtiği yolu seçenler…

Eğlence, uyuşturucu kullanımı…

Ve ölüm!…

 

Tutunacak dal,  ünlü  olmaktı; programla birlikte o olanak da gidince,  tutunacak hiçbir dal kalmamıştır.

 

Medya, Gelinim Olur musun? gibi programlarla,  Ata gibi birçok genci, program süresince, istediği gibi kullanmış, yüksek reytingler almak üzere ne mümkün ise onlara  yaptırmış ve sonunda  onları, yaşamın içine donanımsız  bırakıvermişti…

 

Bu gençlerden kimi, yaşama tutunarak  güçlerinin yettiği oranda ve kendi alanlarında üretimler yaparak/ üretimlere katılarak; kimileri de Ata gibi  Semranım’ın dizinin dibinden  ayrılamamışlardır.

 

Semranım hala gerçekliğin ayrımında  görünmüyor.

Hala suçu medyaya yüklüyor ve “oğlum medyanın şehididir!” diyor.

Tabii bu söz biraz da acı ile söylenmiş bir söz…

Öyle anlamak gerekiyor.

 

Medya, ya medya bu olayın neresindedir?

Onun, medyanın insan yaşamının  kullanılmasında hiç mi kusuru yoktur?

Medyanın dünyanın her yanında  “Gelinim Olur musun?” gibi programları düzenlemekten öte hiç mi sorumluluğu olmayacak?

Böyle programlar hazırlayarak gençlere olanaklar  sunmanın ötesinde bir sorumluluğu olmamalı mıdır?

 

Semranım’a “ oğlum medya şehidi!” dedirten  tam da bu sorumluluğun bir yansımsından başka bir şey değil!..

Medyayı salt bir iş alanı olarak görmenin ve onu  öyle algılamanın yanlışlığı  apaçık!…

Medyanın  kusuru ve sorumluluğu  ta bu programlara başlarken  düşünülmeliydi…

Hiç de öyle yapılmadığı anlaşılıyor…

 

Ata’nın adını  soyadı olan Türk  ile birlikte kullanan  TV habercileri,  sürekli olarak yanlışlık  yaptılar.

(Ata Türk) biçiminde değil,  (Ata) sözcüğünün ikinci (a)’sı üzerinde inceltme işareti varmış gibi uzun okuyana hiç rastlamadım.

Atatürk Türkiye’sinde medyanın bu yanlışlığı sürekli olarak  yapması, en azından, çok ayıp olmuştur!

 

Ata’nın cenazesindeki o kalabalık neydi Allahaşkına?

“Gelinim olur musun?’u ayakta tutan  köyden kente göçmüş, ne köylü  ne de kentli  bir şaşkın  büyük bir kitle vardı arkasında cenazenin.

Anlaşılan onlar  da tutunamayanlardı…

Ata ile kaderleri birleşiyordu  galiba?…

 

Onlar, Ata’nın ölümündeki  gerçeği   Semra hanım’dan daha doğru  değerlendirmiş görünüyorlar.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>